düşmek

düşmek
(düşer)
1) прям., перен. па́дать

ağaçtan (yere) bir yaprak düştü — с де́рева упа́л лист

2) выпада́ть, идти́ (об атмосферных осадках)

buraya yağmur düşmedi — здесь дождя́ не́ было

3) слабе́ть; теря́ть (напр. в весе)

etten düşmek или vücuttan düşmek — похуде́ть

4) Исх. теря́ть авторите́т (уваже́ние, былу́ю си́лу, мощь)

gözden düşmek — потеря́ть расположе́ние (любо́вь, ми́лость)

itibardan düşmek — лиши́ться дове́рия, утра́тить дове́рие; потеря́ть авторите́т (влия́ние, значе́ние)

5) опусти́ться, пасть (морально)
6) приходи́ть в упа́док, бедне́ть, разоря́ться

düşmüş bir aile — разори́вшаяся (обедне́вшая) семья́

7) па́дать, понижа́ться (о ценах)

Büyük Türk-Rus Sözlük. 2014.

Игры ⚽ Поможем написать курсовую

Смотреть что такое "düşmek" в других словарях:

  • düşmek — e, er 1) Yer çekiminin etkisiyle boşlukta, yukarıdan aşağıya inmek Havada uçan kuş vurulmuş gibi birdenbire sokağa düşüyor. R. N. Güntekin 2) den Durduğu, bulunduğu, tutunduğu yerden ayrılarak veya dayanağını, dengesini yitirerek yukarıdan… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • aykırı düşmek — uygun gelmemek, ters gelmek, ters düşmek Yüzük ona biraz aykırı düşen bir parlaklıkla parmağında parlıyordu. T. Buğra …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • bitap düşmek — çok yorulmak, yorgun düşmek Sabaha doğru bitap düştü, onun kucağında uyuyakaldı. R. N. Güntekin …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • döşeğe düşmek — yatağa düşmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • gradosu düşmek — argo itibarı azalmak, derecesi düşmek Kızda insanlığın ve her türlü kabiliyetlerinin gradosu seneden seneye düşerken, böyle sevginin aslındaki temizlikle devam etmesine imkân yoktu. R. N. Güntekin …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • pişmiş armut gibi (birinin) eline düşmek — olmuş armut gibi birinin eline düşmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • tepeüstü düşmek — başının üzerine düşmek, yuvarlanmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • tongaya basmak (veya düşmek) — kendisini kötü bir duruma düşürmek için hazırlanan bir düzene uğramak, tuzağa düşmek Fakat insan salim kafayla bir dakika düşündü mü tongaya bastığını anlar. R. N. Güntekin …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yorgun düşmek — çok yorulmak, bitkin duruma gelmek Ben de uykusuzluktan yorgun düşmek üzereyim, yatacağım. R. H. Karay …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • darasını düşmek — tarttıktan sonra kabın ağırlığını hesaptan düşmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kapana düşmek (veya girmek veya kısılmak veya koymak veya tutulmak veya yakalanmak) — içinden çıkılmaz bir duruma düşmek, ele geçmek Onlar beni kapana koyacaklarını sanadursunlar. R. H. Karay …   Çağatay Osmanlı Sözlük


Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»